Kürt Teali’den PKK’ya

12 03 2025
304 kez okundu

Prof. Dr. Süleyman Çelik’in Kürt Teali’den PKK’ya’ başlıklı ilginç yazısını özetliyoruz: “Örgütün kurucusu olduğu için ‘sözünün dinlendiği’ öne sürülen bölücübaşı, 1999’da da PKK’lılara ‘Silahları bırakın’ demiş ama o zaman kimse takmamıştı! Bu durumda örgütün gerçek kurucusu bölücübaşı değil de başkası olmasın? Şimdi istek, perde arkasındaki kurucudan geldiği için mi her şey istenildiği gibi gelişti? Bu sorunun yanıtını bulabilmek için ‘Tarih Baba’nın tozlu sayfalarını karıştıracak olursak, PKK’nın bölücübaşı tarafından değil çok daha önce, işgal yıllarında İngiltere tarafından ‘Kürt Teali Derneği’ adıyla kurdurulduğunu öğreniriz. İngiltere, bunun yanında ‘İngiliz Hayranları (Muhipler)’ ve ‘İslam Teali’ adlı iki dernek daha kurdurmuştu. Emperyalistler, Kurtuluş Savaşı yıllarında, bunları kullanarak birçok isyan çıkarttı. Hatta özel bir ordu (Kuvayı İnzibatiye) oluşturarak Kuvayı Milliyecilerin üzerine saldırttı. Kurtuluş’tan sonra da Sevr’i diriltmek için isyanlar çıkartarak Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya çalıştı.
Atatürk zamanında isyanların hepsi kısa sürede tepelendi. Atatürk’ten sonra Türkiye emperyalistlere teslim olunca işler değişti.
Emperyalistlerin patronluğunu İngiltere’den devralan Amerika, Soğuk Savaş yıllarında, Sovyetlere karşı ileri karakol olarak kullandığı için Türkiye’yi bölme işini erteledi. Fakat Cumhuriyet’in altını oymak üzere örgütleme ve planlama çalışmalarını sürdürdü. Bu iş için Adana Konsolosluğu’nda, gerçekte CIA ajanı olan bir konsolos yardımcısını görevlendirdi. Bu kişi, günlerini Adana’dan çok Doğu ve Güneydoğu’da geçiriyor ve buralarda bölücü odaklar oluşturmaya, bunlar arasında eşgüdüm sağlamaya çalışıyordu. Bunun yanında, Cumhuriyet karşıtı İslam Tealici gericileri ve Muhipleri de örgütlüyordu. MİT’i ele geçirmişlerdi. Ayrıca ünlü Siyonist Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’ın açıkça söylediği gibi ‘hem iktidarı hem de muhalefeti istedikleri şekilde düzenlemiş (dizayn etmiş)’ oldukları için bu işleri kolayca yapıyorlardı. Bu arada İsrail kurulmuş ve CIA, MOSSAD gibi becerikli bir ortak kazanmıştı!...
*
Sovyetler yıkılınca Ortadoğu’yu yeniden düzenlemek ve Sevr’i yaşama geçirme zamanı geldi. Bu amaçla Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) hazırlandı! Projeye bahane bulmak için, New York’taki İkiz Kuleler’e saldırı düzenleterek 5 bin yurttaşı öldürmekten çekinmediler. Bunu Müslümanların üzerine atan Başkan Bush, ‘Bu bir Haçlı seferidir’ diyerek Afganistan’a saldırdı. Ardından Irak, Libya ve Suriye parçalandı. İşin ilginç tarafı, Haçlı seferine diğer Müslüman ülkelerin yardımcı olmasıydı. Kimi eşbaşkanlık görevi yaptı. Kimileri de Amerika’nın savaş giderlerini karşıladı!...
BOP’ta sıranın İran ve Türkiye’ye geldiği düşünülürken, küresel ısınma ile su petrolden daha değerli olunca, Siyonist-emperyalist ortaklığının ‘Mezopotamya Projesi’ adlı yeni bir proje hazırladıkları öğrenildi.
Deniz suyunu arıtarak çölde topraksız tarım yapan Siyonistler, ‘Bereketli Hilal’ denilen Mezopotamya topraklarını Doğu Anadolu’nun suyu ile buluşturarak, ‘Petrolü kontrol ettiğinde devletlere, besini kontrol ettiğinde insanlara egemen olursun’ diyen Kissinger’ın ruhunu sevindirip, dünyaya egemen olacak ve 2000 yıllık rüyalarını gerçekleştireceklerdi!
*
Eskiden, Güneydoğu’da bir Kürdistan kurulması düşünülüyordu. Şimdi amaç sulara el koymak olunca, Dicle-Fırat havzasını oluşturan tüm Doğu Anadolu’ya göz koydular. Hatta Gürün’de Tohma Çayı ile birleştirecekleri Kızılırmak’ın Fırat’a bağlanmasından ve böylece Sivas’tan Hatay’a kadar olan bölgenin Türkiye’den koparılmasından, dahası buna Çukurova’nın eklenmesinden bile söz ediliyor.
İşte asıl amaç bu. Yoksa Kürtler Siyonistlerin ve emperyalistlerin umurlarında değil!..
Birinci Dünya Savaşı’nda, İngiltere Arapları kışkırtarak Osmanlı’yı parçalamak isterken, ona uşaklık yapan Peygamber’in torunu Şerif Hüseyin, ‘Büyük Arabistan Kralı’ olmayı düşlüyordu. Fakat İngiltere, Osmanlı’yı yıktıktan sonra, cetvelle sınırlar çizerek 10’un üzerinde küçük devletçik oluşturdu. Çünkü ‘böl, vuruştur ve yönet’ politikası bir büyük devlet değil, birbirleriyle didişecek birçok küçük devlet oluşturulmasını gerektiriyordu. Zavallı Şerif Hüseyin Arabistan Kralı bile olamadı!..
Aynı politika gereği, çok konuşulan ‘Türkiye, Suriye, Irak, İran Kürtleri’ birleştirilerek Büyük Kürdistan’ın kurulmasına da izin verilmeyecektir. Hatta 4’ten de çok devletçik oluşturulacaktır. Örneğin, Irak Kürdistan’ının Barzanistan ve Talabanistan olarak ikiye bölünmesi olası. Sonuçta Siyonist emperyalistler bereketli Mezopotamya topraklarında sulu tarım yaparak insanları kontrolleri altına alıp ‘Dünyanın Efendisi’ olacaklar, bu bölgede yaşayan Türk, Kürt, Arap, Alevi, Sünni vs. tüm insanlar ise onların ırgatı olacaktır.
Ayrıca hiçbir bölünme iç savaş çıkmadan gerçekleşmemiştir. İç savaş demek büyük acılar demektir. Buna Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Afganistan’da tanık olduk.
Bugün Kürtler Güneydoğu’dan çok İstanbul’da, İzmir’de ve diğer Batı illerinde yaşıyor. İç savaş çıkınca en büyük acılar buralarda yaşanacaktır. Onun için sözde barış masallarına kanarak yüz yıllardır var olan gerçek barış ve huzur ortamının bozulmasına izin vermeyin.
Dizayn edilmiş partilere güvenmeyin. Tek kurtuluş, sizin ‘azim ve kararınız’ olacaktır!..”

 

Whatsapp