Devrim Gazetesi

83 yaşında olan Tonguç Pazar günü ikindi namazından sonra İstanbul Yolu üzerindeki Şehir Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Tonguç’un iki ay içinde karaciğer kanserinden ölmesi bütün Çorluluları şok etti.

Halbuki o çok sağlıklı yaşıyor; dostlarına “Sabahları bir kayısı ve 7 badem ile ceviz yeyin” diye uyarıda bulunuyordu.

Tonguç, Çorlu’da ünlü dört ‘İsmail’den biriydi.

Diğer İsmailler, İsmail Cin, İsmail Er (Pamuk İsmail), İsmail Başaran (Karaniler) ve İsmail Tonguç...

Tonguç, kaybettiğimiz “ikinci İsmail” oldu.

İsmail Tonguç’un kardeşleri Yılmaz ve Yüksel Tonguç ve İsmet Hanım, ağabeylerinin ölümü karşısında Çorlulular’ın taziyelerini kabul etti. Garaj Camisi’ndeki cenaze töreninde büyük bir kalabalık vardı.

Tonguçlar’ın baba ve dedeleri Saffet Tonguç, 1932 yılında Hacıoğlu Pazarcık, Çakırca köyünden Türkiye’ye gelmişlerdi. İsmail Tonguç, babası göç ettiğinde bir yaşındaydı.

Yaşadıkları Dobruca bölgesi 2. Dünya Savaşı sonrasında Romanya’dan Bulgaristan sınırlarına katılmıştı.

Aslen Kırım kökenli olan ailenin şimdiki Yapı Kredi Bankası’nın yerinde eskiden ‘Bombarşe’ adını verdikleri büyük bir bakkal dükkanları vardı. Bunu 1933 yılında açmışlardı.

Aile her zaman yeniliklere açık oldu. Özellikle İsmail ve Yüksel Tonguç’un değişik ve ilginç pazarlama tekniklerinin İstanbul Üniversitesi’nde öğretim üyeleri tarafından öğrencilere ders olarak okutulduğu anlatılır.

Vehbi Koç ile ahbap olan baba Saffet Tonguç ve oğulları, Koç’ların Aygaz, Arçelik, Ford ve Anadol markalarının bayiliklerin uzun yıllar yürüttüler.

Tonguçlar, daha sonra Fatih Camisi’nin yakınında modern bir alışveriş merkezi inşa etmişlerdi. 1960’ların ortasında bir ihmalden ötürü çıkan yangında tüplerin patlaması büyük olay olmuştu.

TONGUÇ’UN ÇOCUKLARI

Cenaze töreninde İsmail Tonguç’un çocukları de yer aldı.

Sevtap Tonguç, Levent Tonguç, Tayfun ve Saffet Emre Tonguç...

Levent Tonguç, İstanbul’da dünyanın en önemli kumaş tüccarlarından biri oldu.

En küçük oğlu Saffet Emre Tonguç ise Türkiye’in en önemli gezi rehberi ve turizm yazarlarından biri... Kültür, bilim, siyaset dışında dünya sosyetesinin aradığı bir rehber olan Tonguç’un özellikle Boğaziçi ile ilgili ilginç kitapları bulunuyor. Hürriyet’te her hafta turizm yazıları yazıyor.

İsmail Tonguç’un, rahmetli Sait Güngör’ün Adalet Parti’den Çorlu Belediye Başkanlığı sırasında aynı partiden Belediye Meclisi üyeliğinde bulunmuştu. Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı, ÇİSAD kurucu başkanlığı, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Çorlu Şubesi Başkanlığı görevlerinde bulundu.

İsmail Tonguç, Çorlu’ya en büyük hizmeti ‘İsmail Tonguç Baba Sağlık ve Eğitim Vakfı’ kurmasıdır.

Yarım kalan projenin, çocukları tarafından tamamlanacağı öğrenildi.

KASAP İSMET’İ DE KAYBETTİK 

ÇORLULULAR, kasap İsmet Karakoyunlu’yu da Pazar günü kaybetti. Gölcük meydanındaki dükkanında ‘orta direğin’, sorumlulukla her zaman yükünü çeken esnafıydı Karakoyunlu... Cenazesi Pazar günü toprağa verildi, cenazesine kalabalık bir cemaat katıldı.

Bir STK temsilcisi “Üç kez randevu istedim, sekreteri ile cevap vermedi”

Ünal Baysan kendisine oy verenlerle niye görüşmez 

“BEN sivil toplum örgütlerinin başkanıyım. Bir sorunumuz için Başkan’dan üç kez randevu talebinde bulunduk.

Maalesef randevu vermiyor. Sekreteri geri dönüş yapmıyor.

İnsan başkanlığa seçilmesinden sonra tebrik için aranmaz mı?

Bir belediye başkanı böyle davranışta bulunabilir mi?

Ne yazık ki, bu soruya sıkılarak ‘evet’ demek durumundayız.

Ünal Bey için derler ki, burnu bir karış havadadır.

İnsan sevgisi biraz kıttır denir. Halkın arasına girmez, Şehir Kulübü’nden başka ‘sosyal’ yanı yoktur.

AKP’li belediyelerin neden başarılı olduğunu görüyoruz.

Herhangi bir talepte bulunduğunuzda bu isteğiniz veya randevunuz yerine getiriliyor.

Başını o kadar göğe yükseltmesin, bakın önümüzde genel seçimler var.

Devrim’de okudum; milletvekilliğine niyetleniyormuş!.

Halkın kendisi için ne düşündüğünü bilmiyor galiba...

Kendisine tavsiyem var; CHP değil de örneğin DSP veya İP’den aday olsun, boyunun ölçüsünü alsın!

Hadi aday olsun da görelim.

Ünal Bey’in niyeti varsa, gazetemize açıklama göndersin.

Klasik bir deyimle ‘Yalan yazıyorsun’ desin ve arkasından şu ifadede bulunsun:

“Kimdir bu kişi, şu gün makamımda bekliyorum” desin.

Cesareti varsa, bunu söyler.

Köşenizden cevabını bekliyorum.”

Buyurun Ünal Baysan, söz sizin!..